Türkçe
Kurdî

Fussilet Suresi 50. Ayet

وَلَئِنْ اَذَقْنَاهُ رَحْمَةً مِنَّا مِنْ بَعْدِ ضَرَّٓاءَ مَسَّتْهُ لَيَقُولَنَّ هٰذَا ل۪يۙ وَمَٓا اَظُنُّ السَّاعَةَ قَٓائِمَةًۙ وَلَئِنْ رُجِعْتُ اِلٰى رَبّ۪ٓي اِنَّ ل۪ي عِنْدَهُ لَلْحُسْنٰىۚ فَلَنُنَبِّئَنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِمَا عَمِلُواۘ وَلَنُذ۪يقَنَّهُمْ مِنْ عَذَابٍ غَل۪يظٍ 50

50 . Ona dokunan bir zarardan sonra, kendisine bir rahmet tattırsak hiç şüphesiz: “Bu, benim (hakkımdır) ve ben kıyametin kopacağını düşünmüyorum. Şayet Rabbime döndürülecek olsam O’nun katında, benim için daha güzel olanı vardır.” der. Andolsun ki kâfirlere yaptıklarını haber vereceğiz ve yine andolsun ki onlara en kaba/sert azaptan tattıracağız. (41/Fussilet, 50)

49. Ayet 51. Ayet