Türkçe
Kurdî

Tevbe Suresi 100. Ayet

وَالسَّابِقُونَ الْاَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِر۪ينَ وَالْاَنْصَارِ وَالَّذ۪ينَ اتَّبَعُوهُمْ بِاِحْسَانٍۙ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ وَاَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي تَحْتَهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ 100

100 . Muhacir ve Ensar’dan öncüler, ilkler ve onlara ihsan üzere tabi olanlar (var ya)! Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlar için altından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. En büyük kurtuluş budur işte. (9/Tevbe, 100)

Allah (cc), razı olduğu kulları üç sınıfa ayırmıştır:

a. Muhacir

b. Ensar

c. Onlardan sonra gelip, onlara ihsan üzere tabi olanlar

Biz müminlerin, üçüncü sınıftan olabilmesi iki şarta bağlanmıştır:

1. Dini anlarken ve yaşarken Muhacir ve Ensar’ı ölçü kabul edip, onların anladığı ve yaşadığı şekilde yaşamak. Bu, (2/Bakara, 137); “İhsan üzere uyma” ile mümkün olur.

2. Muhacir ve Ensar’ı sevmek, onlara kin duymamak ve onlar için istiğfarda bulunmak. (bk. 59/Haşr, 10)

99. Ayet 101. Ayet