Türkçe
Kurdî

Haşr ile ilgili ayetler

Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi yalnız ve tek olarak bize geldiniz. Size nimet olarak verdiklerimizi de arkanızda bıraktınız. Size şefaat edeceğine inandığınız ortaklarınızı da yanınızda görmedik. Andolsun ki, aranızdaki bağlar kesildi ve (size fayda vereceğini) zannettiğiniz şeyler kaybolup gitti.(6/En'âm 94)

Size vadolunan şey, hiç şüphesiz gelecektir. Siz (bizi) aciz bırakacak değilsiniz. (6/En'âm 134)

Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ile (hakkı açığa çıkarmak, Allah’ın kudretini göstermek, insanlara kazandıklarına göre karşılık vermek için) yarattık. Hiç şüphesiz, saat/kıyamet gelecektir. (Öyleyse) onlara karşı (hoşgörülü ve affedici bir tavırla) güzel davran. (15/Hicr 85)

Yaratılış gayesi için bk. 38/Sâd, 27

Her ümmetten (onlara şahitlik etsin diye) bir tanık çıkaracağımız o gün, kâfirlere izin verilmeyecek ve (dünyaya geri dönüp, Allah’ı razı edecek amel yapma istekleri de) kabul görmeyecektir.(16/Nahl 84)

O gün, her ümmet içinde kendilerinden olan bir şahit diriltiriz. Seni de bunlara (kendi ümmetine) şahit (olasın diye) getiririz. Sana her şeyin açıklayıcısı, hidayet, rahmet ve teslim olanlar için müjde olacak bir Kitap indirdik.(16/Nahl 89)

O gün, her insan topluluğunu imamlarıyla çağırırız. Kime de kitabı sağından verilirse bunlar, (sevinç ve müjde içinde) kitaplarını okur, kıl kadar dahi olsa zulme uğramazlar.(17/İsrâ 71)

Saflar hâlinde Rabbine arz edileceklerdir. Andolsun ki sizi ilk defa (nasıl) yarattıysak, (çıplak, yalnız, sünnetsiz, tüm unvanlardan arınmış, sade bir kul olarak yine) bize öyle geldiniz. (Hayır, öyle değil!) Size bir buluşma zamanı tayin etmediğimizi sanmıştınız.(18/Kehf 48)

“Kıyamet gelecektir/kopacaktır. Her nefis çabasının karşılığını alsın diye, neredeyse onu (kendimden dahi) gizleyeceğim.”(20/Tâhâ 15)

O gün, gökyüzünü kitap sayfası dürer gibi düreriz. İlk başta nasıl yaratmışsak, (mahlukatı) ilk hâline döndürürüz. Bu, üzerimize aldığımız bir vaat/sözdür. Kesinlikle biz (bunu) yapacağız.(21/Enbiyâ 104)

Hiç kuşkusuz, kıyamet gelecektir, onda şüphe yoktur. Şüphesiz ki Allah, kabirlerde olanları diriltecektir.(22/Hac 7)

Kim Allah’la karşılaşmayı (ve O’ndan mükâfat almayı) umuyorsa, hiç şüphesiz Allah’ın belirlediği süre gelmektedir. O, (işiten ve dualara icabet eden) Es-Semi’, (her şeyi bilen) El-Alîm’dir.(29/Ankebût 5)

(O hâlde) Allah’tan gelecek olan ve kimsenin geri çeviremeyeceği o gün gelmeden önce, yüzünü dosdoğru dine çevir. O gün insanlar (cehennemlikler ve cennetlikler olarak) gruplara ayrılacaklar.(30/Rûm 43)

Kâfirler dediler ki: “Kıyamet bize gelmez.” De ki: “Hayır (düşündüğünüz gibi değil!) Gaybı bilen Rabbime andolsun ki, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şey O’ndan gizli/kapalı kalmaz. Bundan daha küçük veya daha büyük ne varsa, hepsi apaçık bir Kitap’ta yazılıdır.”(34/Sebe’ 3)

Yer, Rabbinin nuruyla aydınlanır. (Orta yere amellerin yazılı olduğu) kitap konur. Peygamberler ve şahitler getirilir ve aralarında hak ile hükmedilir. Onlar zulme de uğramazlar.(39/Zümer 69)

Hiç şüphesiz, kıyamet gelecektir, onda hiçbir şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu inanmazlar.(40/Mü’min (Ğafir) 59)

Böylece şehirlerin anası olan (Mekke’yi) ve çevresini uyarman ve (insanları) kendisinde şüphe olmayan toplanma günüyle uyarman için, sana Arapça bir Kur’ân vahyettik. (Kıyamet Günü) bir grup cennette, bir grup alevleri dehşet saçan ateştedir.(42/Şûrâ 7)

Ona inanmayanlar, onun hemen gelmesini isterler. İman edenlerse ondan yana bir korku içerisindelerdir ve onun hak olduğunu bilirler. Dikkat edin! Hiç şüphesiz kıyamet hakkında tartışanlar, (hakka dönüşü zor) uzak bir sapıklık içerisindelerdir.(42/Şûrâ 18)

Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ile ve belirlenmiş bir süreye kadar yarattık. Kâfirler, uyarıldıkları şeyden yüz çeviren kimselerdir.(46/Ahkâf 3)

Tur’a, (52/Tûr 1)

Satır satır yazılmış Kitab’a,(52/Tûr 2)

(O Kitap ki) yayılmış kağıt içinde(dir).(52/Tûr 3)

(Meleklerin tavaflarıyla imar ettiği bir ev olan) Beyt-i Ma’mur’a,(52/Tûr 4)

Yükseltilmiş tavana,(52/Tûr 5)

Ve tutuşturulmuş denize andolsun ki,(52/Tûr 6)

Şüphesiz ki Rabbinin azabı gerçekleşecektir.(52/Tûr 7)

Onu savıp engel olacak hiç kimse yoktur. (52/Tûr 8)

Hakka! (Her insana hak ettiği sonu getiren, gerçekleşmesi hak ve kesin olan kıyamet.)(69/Hakka 1)

Nedir o Hakka?(69/Hakka 2)

Sen Hakka’nın ne olduğunu nerden bileceksin ki?(69/Hakka 3)

Art arda gönderilenlere,(77/Mürselât 1)

Şiddetle ve gürültüyle esenlere,(77/Mürselât 2)

Tam bir şekilde yayanlara,(77/Mürselât 3)

Kesin bir şekilde ayıranlara,(77/Mürselât 4)

Zikir/vahiy bırakanlara,(77/Mürselât 5)

Mazeretleri kaldırmak veya uyarmak için (tüm bunlara) andolsun ki,(77/Mürselât 6)

Vadolunduğunuz (kıyamet) gerçekleşecektir.(77/Mürselât 7)

İşte bu hak gündür. Dileyen Rabbine (iman ve taatle) bir dönüş yolu edinsin.(78/Nebe 39)