Türkçe
Kurdî

Kabir ve Kabir Hayatı ile ilgili ayetler

O, sizi tek bir nefisten/Âdem’den yarattı. (Bir) karar kılınacak (bir de) emaneten (durulacak yer) vardır. Şüphesiz ki biz, anlayan bir topluluk için ayetlerimizi detaylı olarak açıkladık. (6/En'âm 98)

Kur’ân’ın mufassal/detaylandırılmış bir kitap olmasının hikmetleri için bk. 6/En’âm, 55

Onlardan biri öldüğünde, ebediyen onun namazını kılma ve kabrinin başında (dua etmek, bağışlanma dilemek için) bekleme. Çünkü onlar, Allah’a ve Resûl’üne karşı kâfir oldular ve fasıklar olarak can verdiler.(9/Tevbe 84)

Allah, iman edenleri dünya hayatında da ahirette de sabit sözle (Lailaheillallah) sapasağlam kılar. Allah zalimleri saptırır ve Allah dilediğini yapar.(14/İbrahîm 27)

24-27. ayetler hakkında:

a. Lailaheillallah (Allah’tan başka ibadeti hak eden hiçbir ilah yoktur.) kelimesi, kökleri kalpte yer etmiş, amelleri ise Allah’a (cc) yükselmiş güzel bir ağaç gibidir. Onun müminin kalbindeki tesiri o denli güçlüdür ki her daim kula faydalı olacak ameller yapmasını öğütler. Bir öğretmen gibi mümini yönlendirip yol gösterir. Madem Allah (cc) tek ilah, madem razı edilmesi gereken yalnızca O, öyleyse O’na yönel, tevbe et, O’nu sev, O’ndan kork, namaz kıl, İslam’a hizmet et...

b. Lailaheillallah (Allah’tan başka ibadeti hak eden hiçbir ilah yoktur.) kelimesi, dünyada insanı sabit kılar. Neye inandığını ve niçin inandığını bilir mümin. Şüphe ve fitne rüzgârları onun imanına zarar vermez. Konjonktüre göre din değiştirip, şartlara göre akide belirlemez... Lailaheillallah akidesi, kalbini sabit kılar.

Kabirde münafıklar: “Rabbin kim? Resûlün kim? Dinin ne?” sorularına “Ah! Bilmiyorum. İnsanlar bir şey diyordu, ben de aynısını söyledim.” dediğinde Lailaheillallah (Allah’tan başka ibadeti hak eden hiçbir ilah yoktur.) kelimesinin ehli olanlar: “Rabbim Allah (cc), dinim İslam, peygamberim Muhammed (sav).” diyecek ve sabit kalacaklardır. (Ebu Davud, 4753; Ahmed, 18534, Bera bin Azib’ten)

Şirk ise köksüzdür. Müşrik neye inandığını bilmez. Dini zandan ibarettir. Bir esas üzere karar kılamaz. İnancında ve amellerinde hep bir belirsizlik vardır. En küçük bir şüphe, akidesini yerle bir edebilir.

(Azabın en kötüsü) sabah akşam kendisine sunuldukları ateştir. Kıyametin kopacağı gün (denilir ki:) “Firavun ailesini, ateşin en çetin olanına sokun.”(40/Mü’min (Ğafir) 46)

Ey iman edenler! Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost/veli edinmeyin. Muhakkak ki onlar, kabir ehlinin (dirilmesinden) ümit kesen kâfirler gibi ahiretten ümit kesmişlerdir.(60/Mümtehine 13)

Sonra onu öldürdü ve kabre koydu.(80/Abese 21)

Çoğaltma/Çokluk hırsı, sizi oyalayıp (Allah’a hakkıyla kulluk etmekten) alıkoydu.(102/Tekasûr 1)

(Bu, sizlerin ölüp) kabirleri ziyaret etmenize kadar devam etti. (Ya da; “Kimin ölüsü daha çok diye, ölüleri saymaya kadar vardırdınız işi.”)(102/Tekasûr 2)