Türkçe
Kurdî

Kıyametin Vuku Şekli ile ilgili ayetler

Yerin başka bir yerle, göklerin de (başka göklerle) değişeceği o gün, onlar (zatında, fiillerinde ve sıfatlarında tek olan) El-Vâhid ve (her şeye boyun eğdirip hükmüne ram eyleyen) El-Kahhâr olan Allah’ın huzuruna çıkarılacaklardır.(14/İbrahîm 48)

O gün gök, dönerek sallanır.(52/Tûr 9)

Ve dağlar bir yürüyüşle yürür.(52/Tûr 10)

Vakıa (kıyamet) gerçekleştiği zaman,(56/Vâkıa 1)

Onun gerçekleşmesini yalanlayacak yoktur.(56/Vâkıa 2)

O, (kimini) alçaltan (kimini de) yükselten (bir gündür).(56/Vâkıa 3)

Yer şiddetle sarsıldığında,(56/Vâkıa 4)

Dağlar parça parça olduğunda,(56/Vâkıa 5)

Savrulmuş toz hâline geldiğinde,(56/Vâkıa 6)

Sizler de üç sınıf olduğunuzda,(56/Vâkıa 7)

Sura tek bir üfürüşle üfürüldüğünde,(69/Hakka 13)

Yer ve dağlar yerinden taşınıp, (sonra da) birbirine çarpılıp parça parça olduklarında,(69/Hakka 14)

İşte o gün Vakıa (vuku bulması kesin olan kıyamet) vuku bulmuştur.(69/Hakka 15)

Gök yarılmıştır. O, o gün gevşemiş/sarkmış olacaktır.(69/Hakka 16)

O gün yer ve dağlar şiddetle sarsılır. Dağlar, çökmüş kum yığınlarına dönüşür.(73/Müzzemmil 14)

Şayet kâfir olursanız, çocukların saçlarını ağartan (o dehşetli) günde, nasıl korunup sakınacaksınız?(73/Müzzemmil 17)

Gök (o günün dehşetinden) yarılmıştır. (Allah’ın) vaadi mutlaka yerine gelmiştir. (73/Müzzemmil 18)

Yıldızlar silindiği zaman,(77/Mürselât 8)

Gök yarıldığı zaman,(77/Mürselât 9)

Dağlar (aniden) savrulup parçalandığı zaman,(77/Mürselât 10)

Resûller, belirlenmiş vakit (olan kıyamet) için toplandığı zaman.(77/Mürselât 11)

(İnsanlar) hangi gün için ertelenmiştir?(77/Mürselât 12)

(İnsanlar arasında hükmedilip araların ayrılacağı) Yevmu’l Fasl için. (77/Mürselât 13)

Sen ayırt etme gününün ne olduğunu nereden bileceksin?(77/Mürselât 14)

Sura üfürüleceği gün siz, bölük bölük geleceksiniz.(78/Nebe 18)

Gök açılmış ve kapı kapı olmuştur.(78/Nebe 19)

Dağlar yürütülmüş, serap gibi oluvermiştir.(78/Nebe 20)

Güneş dürülüp (karartıldığında),(81/Tekvîr 1)

Yıldızlar dökülüp saçıldığında,(81/Tekvîr 2)

Dağlar yürütüldüğünde,(81/Tekvîr 3)

Hamile develer kendi hâllerine terk edildiğinde,(81/Tekvîr 4)

Vahşi hayvanlar toplandığında,(81/Tekvîr 5)

Denizler tutuşturulduğunda,(81/Tekvîr 6)

Nefisler eşleştirilip (ruhlar cesetle yeniden buluştuğunda),(81/Tekvîr 7)

Diri diri toprağa gömülen kız çocuğuna sorulduğunda,(81/Tekvîr 8)

Hangi günahtan ötürü öldürüldüğü (sorulduğunda),(81/Tekvîr 9)

Sahifeler yayılıp açıldığında,(81/Tekvîr 10)

Gök sökülüp dürüldüğünde,(81/Tekvîr 11)

Cehennem (ateşi) iyice harlanıp tutuşturulduğunda,(81/Tekvîr 12)

Cennet yakınlaştırıldığında,(81/Tekvîr 13)

Artık her nefis, (Kıyamet Günü için) ne hazırlayıp (beraberinde getirdiğini) öğrenmiştir.(81/Tekvîr 14)

Gök yarıldığında,(82/İnfitâr 1)

Yıldızlar dökülüp saçıldığında,(82/İnfitâr 2)

Denizler patlatılıp/fışkırıp taşırıldığında,(82/İnfitâr 3)

Kabirler ters yüz edildiğinde,(82/İnfitâr 4)

Gök parçalandığında,(84/İnşikâk 1)

Rabbini işitip gerektiği şekilde O’na itaat ettiğinde,(84/İnşikâk 2)

Yeryüzü iyice uzatıldığında,(84/İnşikâk 3)

İçinde olanları dışarı atıp boşaldığında,(84/İnşikâk 4)

Rabbini işitip gerektiği şekilde O’na itaat ettiğinde.(84/İnşikâk 5)

Yer, şiddetle sarsıldığında,(99/Zilzâl 1)

Ve ağırlıklarını (ölüler ve madenleri) dışarı attığında,(99/Zilzâl 2)

İnsan: “Buna ne oluyor böyle?” dediğinde,(99/Zilzâl 3)

O gün yer, (üzerinde işlenenlere dair) haberlerini anlatır.(99/Zilzâl 4)

Çünkü Rabbin, ona (“konuş” diye) vahyetmiştir.(99/Zilzâl 5)

Karia/Şiddetle çalan sarsan kıyamet!(101/Kâria 1)

Nedir o Karia?(101/Kâria 2)

Sen, Karia’nın ne olduğunu nereden bileceksin?(101/Kâria 3)

O gün insanlar, (ışığın etrafında dönen) pervaneler gibi etrafa saçılmış, darmadağınıktır.(101/Kâria 4)

Dağlar ise, etrafta uçuşan renkli yün gibi olacaktır.(101/Kâria 5)