Türkçe
Kurdî

Peygambere Saygı ile ilgili ayetler

Müminler o kimselerdir ki; Allah’a ve Resûl’üne iman eder, (İslam cemaatini ilgilendiren) toplu bir iş için onunla beraber bulunduklarında, ondan izin almadan ayrılıp gitmezler. Şüphesiz ki senden izin isteyenler; işte bunlardır Allah’a ve Resûlü’ne (hakkıyla) iman edenler. Bazı işleri dolayısıyla senden izin isterlerse onlardan dilediğine izin ver ve onlar için Allah’tan bağışlanma iste. Şüphesiz ki Allah, (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir.(24/Nûr 62)

Aranızda birbirinize seslendiğiniz gibi Resûl’e seslenmeyin. Allah, birbirinizin arkasına saklanarak (izin almadan) sıvışıp gidenleri bilir. O’nun emrine muhalefet edenler başlarına bir fitnenin ya da can yakıcı azabın gelmesinden sakınsınlar.(24/Nûr 63)

Bu ve öncesinde geçen ayetlerden iki önemli hakikati anlıyoruz:

a. Müminleri ilgilendiren toplu/cemaatsel faaliyetlerde izin almak önemlidir.

b. Resûl (sav), bir postacı değildir. Siyasi ve askerî faaliyetlerde dahi onun emirlerine muhalefet edenler tehdit edilmişlerdir. “Resûl’e itaat, Allah’a itaattir.” (4/Nisâ, 80) ilkesinin ve “Ona muhalefet edenler...” (24/Nûr, 63) tehdidinin sosyal ve cemaatsel olaylar için söylenmesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir husus olup Resûl’ün (sav) konumunu göstermesi açısından önemlidir. Allah (cc) ona sadece okuduğu ayetlerde değil, her konuda itaat edilmesini ve ona muhalefetten kaçınılmasını istemiştir. (Ayrıca bk. 16/Nahl, 44)

Ey iman edenler! Allah’ın ve Resûl’ünün önüne geçmeyin, Allah’tan korkup sakının! Şüphesiz ki Allah, (işiten ve dualara icabet eden) Semi’, (her şeyi bilen) Alîm’dir.(49/Hucurât 1)

Ey iman edenler! Sesinizi Peygamber’in sesinden (daha fazla) yükseltmeyin. Birbirinize yüksek sesle bağırdığınız gibi ona bağırarak söz söylemeyin. Yoksa, hiç farkında değilken amelleriniz boşa gider.(49/Hucurât 2)

Hucurât Suresi müminlere edep öğreten bir suredir. Öğretilen ilk edep: Allah (cc) ve Resûl’ünün (sav) önüne geçmemek ve onların seslerinin üzerine ses yükseltmemek ya da sözlerinin üzerine söz söylememektir.

Allah (cc) ve Resûl’ünün (sav) bir konuda verdiği hükme ve açık naslara rağmen, fetva/içtihad adı altında hüküm vermek, Allah (cc) ve Resûl’üne (sav) karşı ses yükseltmek olup, amelleri boşa götürecek akidevi bir problemdir. (bk. 4/Nisâ, 65; 33/Ahzâb, 36)

Hiç kuşkusuz, Resûlullah’ın yanında seslerini kısanlar; böyleleri, Allah’ın kalplerini takva için imtihan ettiği (kalplerindeki samimiyeti görüp ihlaslı kıldığı) kimselerdir. Onlara, bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. (49/Hucurât 3)

Şüphesiz ki odaların gerisinden sana seslenenlerin birçoğu akletmezler.(49/Hucurât 4)

Yanlarına çıkıncaya kadar sabretmiş olsalardı kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir.(49/Hucurât 5)