Türkçe
Kurdî

Mehir ile ilgili ayetler

Talak iki defadır. Sonra ya iyilikle (kadınları) tutmalı ya da güzellikle bırakmalıdır/boşamalıdır. Kendilerine verdiğiniz (mehirleri) onlardan almanız size helal değildir. Allah’ın sınırlarını gözetemeyeceğinizden korkmanız müstesna. Şayet (birbirinize karşı sorumluluklarınızı yerine getiremeyeceğinizden ve bu sebeple) Allah’ın sınırlarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız, (kadının kendisini boşasın diye erkeğe) bir şeyler vermesinde bir sakınca yoktur. Bu, Allah’ın sınırlarıdır. Allah’ın sınırlarını çiğnemeyin. Kim de Allah’ın sınırlarını çiğnerse bunlar zalimlerin ta kendileridir.(2/Bakara 229)

Şayet onlara mehir belirler, (fakat) cinsî münasebet kurmadan boşarsanız belirlediğiniz mehrin yarısını verin. Kadının veya nikâh akdini elinde bulunduranın affetmesi hâlinde (vermeyebilirsiniz). Affetmeniz takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti/karşılıklı iyiliklerinizi unutmayın. (Çünkü) Allah, yaptıklarınızı görendir.(2/Bakara 237)

Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğuyla verin. (Bununla beraber mehirlerinden) bir kısmını size bağışlarlarsa afiyetle yiyin.(4/Nisâ 4)

Bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz, onlardan birine bir kantar (altın ya da gümüşü mehir olarak) vermiş olsanız bile ondan hiçbir şey almayın. Onu iftira ve apaçık bir günahla mı alacaksınız?(4/Nisâ 20)

Birbirinizle kaynaşmış olduğunuz hâlde (verdiğiniz mehirleri) nasıl alacaksınız? Hem sizden pekiştirilmiş bir söz almışlardır.(4/Nisâ 21)

Elinizin altında bulunan (cariyeleriniz) dışında evli kadınlar da haram kılındı. (Bu sayılanlar) Allah’ın sizin üzerinizdeki kesin hükmüdür. Bunların dışında kalan kadınlarla, mallarınızla (mehirlerini ödeyip), zinaya düşmeden evlilik yapmayı talep etmeniz size helal kılındı. Onlardan (nikâh yaparak) faydalandıklarınızın (mehir) ücretlerini, (Allah tarafından belirlenmiş) bir farz olarak verin. (Mehir) belirledikten sonra aranızda karşılıklı rızaya dayalı anlaşır (haklarınızdan feragat ederseniz), sizin için bir günah yoktur. Şüphesiz ki Allah, (her şeyi bilen) Alîm, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir.(4/Nisâ 24)

Sizden hür ve mümin kadınlarla evlenmeye güç yetiremeyenler, yanınızda bulunan mümin cariye hanımlarla evlensin. Allah imanlarınızı en iyi bilendir. Siz (imanda kardeş, insanlıkta eşit olduğunuz için) birbirinizdensiniz. Onları ailelerinin izniyle nikâhlayın ve (mehir) ücretlerini iyilikle verin. İffetli bir şekilde, zinaya düşmeksizin ve dost tutmaksızın (evlilik yapın). Evlendikleri zaman zina yaparlarsa, hür kadınların cezasının yarısı kadarıyla cezalandırılırlar. Bu (cariyelerle evlilik izni) sizden zinadan korkanlar içindir. (Evlenmeden) sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir. (4/Nisâ 25)