Türkçe
Kurdî

Müminlerin Vasıfları ile ilgili ayetler

Müminler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığında kalpleri ürpertiyle titrer, O’nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler.(8/Enfâl 2)

Onlar ki; namazı dosdoğru kılar ve onlara rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.(8/Enfâl 3)

İşte bunlar, hakiki müminlerdir. Onlar için Rableri katında (üstünlük vesilesi olan) dereceler, bağışlanma ve pek değerli bir rızık vardır.(8/Enfâl 4)

Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, o görmeyen gibi midir? Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.(13/Ra'd 19)

Onlar ki; Allah’ın ahdini (tevhide dair verdikleri sözü) eksiksiz yerine getirir, sözlerini de bozmazlar.(13/Ra'd 20)

Onlar ki; Rablerinin birleştirilmesini emrettiği (akrabalık, komşuluk, İslam kardeşliği gibi) bağları birleştirirler. Rablerini (hakkıyla tanıdıklarından) Rablerinden (saygıyla) korkar ve hesabın kötüsünden korkarlar. (13/Ra'd 21)

Onlar ki; Rablerinin rızasını elde etmek için sabreder, namazı dosdoğru kılar, onlara rızık olarak verdiklerimizden gizli açık (sürekli) infak eder, kötülüğü iyilikle savarlar. Böylelerine (ahiret) yurdunun (güzel) akıbeti vardır. (13/Ra'd 22)

(O akıbet de şudur:) içine girecekleri Adn Cennetleridir. Onların babalarından, eşlerinden, soylarından salih olanlar da oraya gireceklerdir. Ve melekler her kapıdan onların yanına girip,(13/Ra'd 23)

“Sabretmenize karşılık size selam olsun!” (derler.) (Bu) yurdun akıbeti ne güzeldir.(13/Ra'd 24)

Size verilenlerin tamamı, dünya hayatının (geçici) metaıdır. Allah’ın yanında olanlar ise, iman eden ve yalnızca Rablerine tevekkül edenler için daha hayırlı ve daha kalıcıdır.(42/Şûrâ 36)

Onlar ki; büyük günahlardan ve fuhşiyattan kaçınır, kızdıkları zaman da bağışlarlar.(42/Şûrâ 37)

Onlar Rablerinin (iman ve salih amel) çağrısına icabet eder, namazı dosdoğru kılarlar. İşleri, aralarında istişare iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.(42/Şûrâ 38)

Onlar ki; başlarına bir haksızlık geldiğinde yardımlaşırlar.(42/Şûrâ 39)

Ancak namaz kılanlar hariç.(70/Meâric 22)

Huşu ile kılınan bir namaz, insanın helu’/sabırsız/aceleci/bencil yönünü terbiye eder. (bk. 23/Mü’minûn, 2)

Onlar ki; namazlarında süreklilerdir.(70/Meâric 23)

Onların mallarında belli bir hak vardır.(70/Meâric 24)

Dilenen ve mahrum olan (fakir) için.(70/Meâric 25)

Onlar Din Günü'nü/Ahireti tasdik ederler.(70/Meâric 26)

Onlar Rablerinin azabından dolayı korku içindelerdir.(70/Meâric 27)

Çünkü Rablerinin azabından güven içinde olunmaz.(70/Meâric 28)

Onlar iffetlerini korurlar.(70/Meâric 29)

Eşleri veya cariyeleri müstesna. Onlarla (beraber) olmaları nedeniyle kınanmazlar.(70/Meâric 30)

Kim de bundan ötesini arar (eşi ve cariyesi dışındakilerle beraber olmaya yeltenirse), işte böyleleri haddi aşanlardır.(70/Meâric 31)

Onlar (gerek Rableriyle kendi aralarında, gerek insanlarla aralarında var olan) emanetlerini ve sözlerini gözetirler.(70/Meâric 32)

Onlar şahitliklerini dosdoğru yerine getirirler.(70/Meâric 33)

Onlar (vakitlerine, şart ve rükünlerine, huşu ve sünnetlerine dikkat ederek) namazlarını korurlar.(70/Meâric 34)

İşte bunlar cennetlerde ağırlanmış olanlardır.(70/Meâric 35)