Türkçe
Kurdî

İman ve Salih Amel İlişkisi ile ilgili ayetler

Biz, yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz.(1/Fâtiha 5)

Ayet, tevhid akidesinin amelî boyutunu anlatmaktadır. Zira tevhid; Allah’ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bir olduğuna inanmak ve bu inanca uygun olarak yalnızca Allah’a (cc) kulluk etmektir. Başka bir ifadeyle uluhiyetinde, rububiyetinde, isim ve sıfatlarında Allah’ın (cc) bir olduğuna inanmak ve ortak koşmaksızın Allah’a (cc) kulluk yapmaktır. Kur’ân’da tevhidi anlatan/açıklayan ayetler şunlardır:

- Tevhid, Allah’tan (cc) başka ibadet ve kulluğu hak eden hiçbir ilah olmadığına inanmaktır. (bk. 2/Bakara, 163; 21/Enbiyâ, 22)

- Tevhid, Allah’ın (cc) dışında ilah edinilen, Allah’ın (cc) sıfatlarının kendisinde olduğuna inanılan ve Allah’a (cc) karşı haddini aşan tağutları ve onlara kulluk edenleri reddedip, onlardan sakınmaktır. (bk. 2/Bakara, 256; 16/Nahl, 36; 60/Mümtehine, 4)

- Tevhid, Allah’a çocuk nispet etmekten veya O’nun (cc) yardımcıları olduğu inancından Allah’ı tenzih etmektir. (bk. 17/İsrâ, 111; 34/Sebe’, 22)

- Tevhid, yaratmada tek olduğu gibi; kanun yapma, yasa belirleme, helal haram tayin etmede Allah’ın (cc) tek olduğuna inanmak, “Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır.” diyebilmektir. (bk. 7/A’râf, 54; 12/Yûsuf, 40; 18/Kehf, 26)

- Tevhid; dil, beden ve kalple yapılan amelleri yalnızca Allah’a (cc) yapmak, O’nun (cc) rızasına talip olmak ve hiçbir şeyi O’na (cc) ortak koşmamaktır.

(bk. 6/En’âm, 162-163)

- Tevhid, fayda ve zararın Allah’ın (cc) elinde olduğuna inanmak, rahatlık veya zorluk anında yalnızca Allah’a (cc) el açıp dua etmektir.

(bk. 2/Bakara, 186; 6/En’âm, 17; 40/Mü’min, 60; 46/Ahkâf, 5-6)

- Tevhid, Allah’ın (cc) eşi, benzeri, dengi, misli olmadığına inanmak ve Allah (cc) hakkında bilgisiz ve saygısızca yapılan benzetmelerden kaçınmaktır.

(bk. 16/Nahl, 74; 19/Meryem, 65; 42/Şûrâ, 11)

- Tevhid, her işte Allah’ı (cc) veli/dost ve Vekil edinmek, tüm iş ve yönelişlerimizde O’ndan (cc) yardım/istiane talebinde bulunmak ve O’na (cc) muhtaç/fakir olduğumuzu hissetmektir. (bk. 6/En’âm, 14, 102; 21/Enbiya, 112; 35/Fâtır, 15; 73/Müzzemmil, 9)

De ki: “Ancak ben de sizin gibi bir insanım. Bana: ‘İlahınız ancak tek bir ilahtır.’ diye vahyolunuyor. Artık kim Rabbi ile karşılaşmayı (ve ondan bir mükâfat almayı) umuyorsa, salih amelde bulunsun ve hiçbir şeyi Rabbine ibadette ortak koşmasın.”(18/Kehf 110)

Kur’ân-ı Kerim, amelin kabulü ve ahirette mükâfata dönüşmesi için ikisi bu ayette zikredilmek üzere toplamda üç şart belirlemiştir:

a. Ameli yapanın tevhid üzere, Allah’a (cc) şirk koşmayan bir muvahhid olması: (bk. 14/İbrahîm, 18; 24/Nûr, 39)

b. Amelin salih olması: Yani şeriata, Peygamber’in Sünneti’ne uygun olması. (bk. 3/Âl-i İmran, 31-32; 4/Nisâ, 64) Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim bir amel yapar, yaptığı amel sünnetimiz üzere olmazsa ameli reddedilir.” (Buhari, 2697; Müslim, 1718)

c. İhlaslı olması: Yalnızca Allah rızası için amel yapmak, hiçbir gayeyi Allah rızasına ortak kılmamak. Allah Resûlü (sav) şöyle buyurur: “Kıyamet Günü Allah (cc) buyurur ki: ‘Ben, şirkten müstağni olanım. Kim bir amel yapar ve amelinde benim dışımda birini ortak kılarsa onu da amelini de terk ederim.’ ” (Müslim, 2985)

İman edip salih amel işleyenlere Er-Rahmân sevgi kılacaktır.(19/Meryem 96)

Allah Resûlü (sav) şöyle buyurdu: “Allah (cc) bir kulu sevdiği zaman Cibril’i (as) çağırır ve der ki: ‘Allah (cc) falanı sever sen de onu sev.’ Cibril (as) onu sever ve semadakilere nida eder: ‘Allah (cc) falanı sever siz de onu sevin.’ Onlar onu severler ve yeryüzü halkı arasına onun için bir kabul konur.” (Buhari, 3037; Müslim, 2637)